-
1 kilit
(-di)1) замо́кkilit açmak — откры́ть замо́к
kilit ağızlığı — замо́чная сква́жина
kilit altında — под замко́м, взаперти́
kilit çengeli — защёлка, соба́чка
- a kilit vurmak — запере́ть на замо́к; пове́сить замо́к (на что-л.)
kapıya üstüne kilit vurmak — наве́шать на дверь мно́жество замко́в; запере́ть дверь на все замки́
asma kilit — вися́чий замо́к
frenk kiliti — англи́йский замо́к
şifreli kilit — замо́к с секре́том
2) перен. ключkilit noktası или kilit yeri — ключево́й пункт, ключева́я пози́ция
◊
kilit gibi (ağız) — [рот] на замке́; [как] моги́ла◊
kilit gibi olmak — быть неразлу́чными; [их] водо́й не разольёшь -
2 kilit
ключево́й* * *озвонч. -di1) замо́кkilit altında — под замко́м, взаперти́
kilit dili — язычо́к замка́
kilit vurmak — запере́ть на замо́к; пове́сить замо́к
asma kilit — вися́чий замо́к
frenk kilidi — англи́йский замо́к
şifreli kilit — замо́к с секре́том
2) перен. ключева́я пози́ция; ключ (к чему-л.)kilit noktası — ключево́й пункт, ключева́я пози́ция
••- kürek olmak -
3 kapı
дверь (ж)* * *1) дверь, две́рца (автомашины и т. п.)avlu kapısı — воро́та
bahçe kapısı — [садо́вая] кали́тка
döner kapı — дверь-турнике́т
oda kapısı — ко́мнатная дверь
ön kapı — пара́дный подъе́зд
kapıya vurmak — стуча́ть в дверь
2) разг. ме́сто слу́жбы / рабо́тыbir yılda dört kapı değiştirdi — в тече́ние одного́ го́да он поменя́л четы́ре ме́ста рабо́ты
yeni kapısı iyi imiş — его́ но́вое ме́сто слу́жбы, говоря́т, хоро́шее
3) прису́тственное ме́стоhükümet kapısı — прави́тельственное учрежде́ние
hükümet kapısına düşmek — а) обраща́ться в прави́тельство; б) обраща́ться к властя́м
4) до́мик ( место встречи двух фишек в игре в нарды)••kapıdan kovsan bacadan düşer — посл. выгоня́ешь че́рез дверь, а он че́рез трубу́ тут как тут
- kapıda- kış kapıda
- kapıları açık tutmak
- kapı açmak
- kapıyı açmak
- kapı almak
- kapı aralamak
- kapı aramak
- kapısını aşındırmak
- kapı baca açık
- kapıyı büyük açmak
- kapı sını çalmak
- kapıdan çevirmek
- kapıya dayanamak
- kış kapı dayandı
- daha kömür alamadık
- kapı dışarı etmek
- kapı gibi
- kapıyı göstermek
- kapının ipini çekmek
- kapı kadar
- kapıda kalmak
- anahtar bendedir
- onlar kapıda kalırlar
- kapıları kapamak
- kapı kapı aramak
- kapı kapı dolaşmak
- kapı karşı
- kapısına kilit vurnak
- kapı yapmak
- kapısını yapmak
См. также в других словарях:
kilit vurmak — kilitlemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kapısına kilit vurmak — 1) girilip çıkılmasını önlemek için bir yeri kapamak 2) bir yerin çalışmasına son vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kilit — is., di, Far. kelīd, kilīd 1) Anahtar, düğme gibi takılıp çıkarılabilen bir parça yardımıyla çalışan kapatma aleti Sonunda kapının kilidi göz yaşlarıma dayanamadı. Y. Z. Ortaç 2) den. Bir yanı değirmi, öbür yanına demir çubuk geçirilmiş olan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağzına kilit takmak (veya vurmak) — 1) susmak 2) susturmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kapı — is. 1) Bir yere girip çıkarken geçilen ve açılıp kapanma düzeni olan duvar veya bölme açıklığı 2) Bu açıklıktaki açılıp kapanan kanat Evlerin kapılarında kocaman yeşil bronz tokmaklar vardı. S. F. Abasıyanık 3) Tavla oyununda iki pul üst üste… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yer — is., gök b. 1) Dünya 2) Bir şeyin, bir kimsenin kapladığı veya kaplayabileceği boşluk, mahal, mekân İzinsiz bir yere gitmek ne haddime? M. Ş. Esendal 3) Gezinilen, ayakla basılan taban Ayıp bir şey gördü mü kulaklarına kadar kızarıyor, gözünü… … Çağatay Osmanlı Sözlük